Site icon Dijital Tekerlek

Tekerlekli Sohbetler: Saim Aşçı

Tekerlekli Sohbetler: Saim Aşçı 6

Tekerlekli sohbetlerin sekizinci konuğu, eğitim ve iş hayatı ile birçok gence örnek olacak iş adamı: Saim AŞÇI. Motor AŞİN’in kuruluş hikayesini ve Saim Aşçı’nın başarılı hayat öyküsünü keyifle okuyacağınızı düşünüyoruz.

1- Saim Aşçı kimdir? Bize hikâyenizden bahsedebilir misiniz?

5 çocuklu bir ailenin en büyük bireyi olarak, 1968 yılında Muş’ta dünyaya geldim. 1971 yılında babamın Motor AŞİN’i kurmak için geldiği Elazığ ilinde ikinci sınıfa kadar okudum. Şirketimizin merkezinin İstanbul’a taşınmasından kaynaklı olarak eğitim hayatıma burada devam ettim. Burada ilkokul, ortaokul ve lise eğitimimi tamamladıktan sonra 1985 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik Haberleşme Fakültesi, Elektronik Mühendisliği’ni kazanarak, üniversite hayatıma başladım.

1990’da İstanbul Teknik Üniversitesi’nden iyi derece ile mezun oldum. Takip eden sene içinde İngiltere’ye yüksek lisans ve dil eğitimi için gittim ancak dil eğitimimi tamamladıktan sonra Motor AŞİN’in yurtdışı açılımlarında aktif rol almak için yüksek lisans yapmadan dönmek durumunda kaldım.

O yıllardan sonra şirketin çeşitli pozisyonlarında görev aldım. Öncelikle ithalat ayağındaki yurtdışı yazışmalarında aktif rol oynadım. Yurtdışı fuar katılımlarında yönetim kuruluyla beraber hem iş tecrübesini arttırmak hem de tedarikçilerimizle yönetim düzeyinde görüşmek yabancı dil becerim ile irtibat kurmak adına çeşitli seyahatlerde bulundum. Yönetim içinde bulunan birisi olarak, Yönetim Kurulu Başkanımız rahmetli babam ve amcamla güzel bir ekip çalışması ile şirketin güncel vizyonunu, gayet ileri noktalara taşımış olduk.

Aktif olarak İngilizce ve Arapça konuşabilmekteyim. Motor AŞİN’de Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürlük pozisyonlarında bulunuyorum. Allah ömür verdikçe, bu şirketi farklı noktalara taşımayı hedefliyorum.

‘’İkinci 50 yılda hem ticari hem kurumsal anlamda daha güçlü bir Motor AŞİN için yorulmadan çalışmaya devam!’’

2- Ülkemizde yatırım olarak görünen otomobil sektörüne yedek parça hizmeti sunan, markaların en büyük iş ortaklarından birisiniz. Motor AŞİN’in bu seviyeye gelmesindeki etkenler neler?

Sizlere bu etkenleri Motor AŞİN tarihçesi ile beraber anlatmak isterim.

Her şey, rahmetli büyüğümüz Suphi Aşçı’nın, 1971 yılında Elazığ’da AŞİN Ticaret’i kurmasıyla başladı. Yeni yollar açmak zordur. O zora cesaret edip, 50 yıl önce Elazığ’daki ilk ve tek yedek parça firmasını kurdu. Aşin Ticaret’ten bugünkü Motor AŞİN’e uzanan yolculuğumuzdaki en büyük adım, 1976’da İstanbul’da atıldı. Anadolu’da kurulan bir marka olarak rotamızı İstanbul’a çevirenler, Kurucumuz rahmetli Suphi Aşçı ve Yönetim Kurulu Başkanımız Ramazan Aşçı oldu. O zamanlar Topkapı’da yer alan Anadolu Otogarı ilk adresimizdi. Büyüklerimizin, markamız kurulurken yerleştirdiği “ticari etik ve insana değer” yaklaşımı, o gün bugündür ismimizin güvenle anılmasının sebebi. Çünkü işimiz makinelerle ve araçlarla olsa da önceliğimiz insanların gönlünde yer etmek. Motor AŞİN’in hem bugünkü ismini aldığı hem de toptan satışa ağırlık vermeye başladığı yer İstanbul – Çapa’da oldu. 1981 yılında satın alınan dükkanda, şirketimizin ithalat-ihracat ağı genişledi. Perakende yerine toptan satışa ağırlık verilmesi, Türkiye’deki birçok noktaya ulaşılmasını sağladı. Motor AŞİN, 80’li yıllarda özellikle otobüs firmaları için önemli bir yedek parça tedarikçisi haline geldi. Merkezimiz Elazığ’dan İstanbul’a taşınsa da gücümüzü her zaman Anadolu’daki esnafla olan iyi ilişkilerimizden aldık. Karşılıklı güven sayesinde yıllar yılı birlikte büyüdük, büyümeye devam ediyoruz.

1971’de kurulan Motor AŞİN, 20 yıldan fazla süre sadece otobüs ve kamyonlar için yedek parça temini ve satışı yaptı. 1995 yılı şirketimizin dönüm noktalarından biri oldu ve Çapa’daki merkezimiz büyütüldü. Binek araçlara da toptan yedek parça satışına başlamamız ve Aşçı Ailesi’ndeki yeni kuşağın şirketin parçası olmasıyla başarı grafiği giderek yükseldi.

Motor AŞİN’in 1990’ların başındaki büyüme adımları, 1999 yılında genel merkezimizin açılmasıyla devam etti. Bugün hala kullandığımız İkitelli’deki Motor AŞİN binasının açılış günü orada olanların büyük bölümü, hala bu çatı altında bizimle birlikte.

Markamızın 1990’larda yakaladığı hızlı büyüme, 2000’li yıllarda attığımız yenilikçi adımlarla desteklendi. En büyük adımlardan biri, 2012 yılında ASPart markasının oluşturulmasıyla atıldı. Ürün geliştirme ve Motor AŞİN’le özdeşleşen kalite algısını yeni bir markayla birleştirme yolunda büyük emek harcadığımız ASPart, ilk ürünlerini 2014 yılında piyasa çıkardı. O günden bu yana, müşterilerinin memnuniyeti ile her geçen gün daha da büyüdü. Bugün, 100 üründen 10 bine yakın çeşide ulaşan ASPart’ı daha da geliştirmek için ilk günkü heyecanla çalışıyoruz.

Yıllardır yeniliklerle gelişen markamız, sayısız başarıya imza attı. Personelimizin uzun yıllara yayılan Motor AŞİN kariyeri ve burada mutlu çalışması ise en anlamlı başarımız.

3- Motor Aşin’in gelecek vizyonundan bahseder misiniz? Otomobil sektörü elektrikli bir geleceğe doğru yol alırken sizin bu süreçteki planlarınız neler?

Fark, yenilik, güven ve Kalite ile geçen 50 yıldan öğrendiğimiz çok şey var. Vizyonumuzda bizi Motor AŞİN yapan tüm değerleri koruyarak yola devam ederken; yenilikçi, güvenilir ve kaliteli adımlarla günü yakalıyor, geleceğe hazırlanıyoruz. Ayrıca değinmek isterim, Motor AŞİN’in sektöründe lokomotif olmasının en önemli sebebi; tedarik gücü ve ürün yelpazesi. 90 bin çeşitten 1,5 milyon ürünle, Türkiye’nin her yerindeyiz.

Elektrikli otomobillerin, satış sonrası pazarı ve yedek parça sektöründe büyük değişimlere neden olacağı aşikar. Elektrikli otomobil satın alma maliyetleri, içten yanmalı motorla çalışan otomobillerle aynı seviyeye ulaştığında, elektrikli araç satış sonrasının da ivme kazanacağına inanıyorum. 

Küresel pazarda üretilen araçların, 2025 yılına kadar ciddi oranda elektriklilerden oluşacağı öngörülüyor. Günümüzde bir otomobilde ortalama 900 metre kablo, 100 adet elektronik kontrol ünitesi, 1000 ile 1500 adet arasında çip bulunsa da önümüzdeki yıllarda mekanik parçaların yerini çok daha fazla elektronik ekipmanların aldığına şahit olacağız. 2022 yılına kadar dünya çapındaki üreticiler, 200’den fazla yeni elektrikli otomobil modeli tanıtmış olacak. İçinde bulunduğumuz günlerde yaşanan çip krizi gibi araç bataryalarında kullanılan lityum da geçmişte yaşanan petrol krizleri gibi yüksek talep ve hızlı elektrifikasyon dönüşümü sebebiyle gelecekte yeni krizlere yol açabilir.

Elektrikli araçlarda asıl etkiyi ise hafif ve ağır ticari araçlardaki elektriklileşme sürecinde göreceğimize inanıyoruz. Bu da satış sonrası pazarında direkt olarak bir dönüşüm etkisi yaratacak. Avrupa’daki beklenti, 2025 yılına kadar üretim bantlarından çıkan otomobillerin yüzde 22’sinin tamamen elektrikli olmasıdır. Öyle ki yedek parça üreticileri, akaryakıt şirketleri ve madeni yağ üreticileri şimdiden bu pazardan pay almak adına elektrikli araçlara uygun çözümler geliştirmeye başladılar.

Bizler Motor AŞİN olarak ‘’günü yakala ve yarına hazır ol’’ vizyonumuzla hem müşterilerimizin mevcut ihtiyaçlarına uygun yedek parça tedariki sağlıyor hem de stratejik planlarımız kapsamında elektrikli araç piyasasını yakından takip ediyoruz. Tabii diğer yandan da sektörümüzden aldığımız sıcak geri bildirimleri de dikkatle değerlendiriyoruz.

4-Yıllarca yedek parça sektöründe görev yaptınız. Hem ağır vasıta hem de binek otomobillere yedek parça hizmeti veriyorsunuz. Dünden bugüne ülkemizdeki yedek parça sektörünün serüvenini anlatabilir misiniz?

Biz bu sektöre 1971 yılında giriş yaptık. Tabii o yıllarda sektörde çok fazla firma yoktu. Sektörün en eski firmaları arasında yer alıyoruz. 1998 yılından sonra otomotiv sektörü farklı bir ivme kazandı. Yabancı markalı otomobillerin kullanımının artması, otomotiv satış sonrası sektörünü önemli ölçüde etkiledi. Bizim bu işe ilk başladığımız yıllarda ürün değerliydi. O yıllarda yedek parça sıkıntısı mevcutken, günümüzde arzın talebin önüne geçtiğini belirtebilirim. Uzak Doğu ithalatları hem yedek parça tedarikini hem de fiyatlarını önemli ölçüde etkilemiştir. Günümüzde artık yedek parçanın birden fazla alternatif markası bulunmakta. Arzın fazla olması imalatçı, ithalatçı ve toptancıları rekabete sürüklemiştir. Bu durum hem perakendecilere hem de tüketicilere yansımıştır.

Özetle, yedek parça firmaları arasında rekabette dün yedek parça tedariki asıl hedefken bugün arzın fazla olduğu bu dönemde, kaliteli hizmet asıl hedeftir. Bu durum da ürün odaklı pazarlama şeklinden tüketici odaklı pazarlamaya geçiş sürecini hızlanmıştır. Bunda en önemli etken alternatiflerin çoğalmasıdır.

5- Ülkemizde üretilmesi planlanan yerli otomobilimiz TOGG için görüşleriniz neler?

Uzun yıllardır otomotiv üretimi yapan markalar, elektrikli araç sektörüne ciddi yatırımlar yapıyor. Dünya bu trendin etrafında şekillenirken Türkiye’de hala elektrikli otomobil satışları düşük seviyelerde seyrediyor. Belli nedenlerle henüz yurtiçi tüketicisinin eğilim göstermediği Türkiye elektrikli araç pazarı, Avrupa ortalamasına göre oldukça düşük. Bunda bu araçlara yönelik yeterli altyapının olmayışı ve tüketicinin aklında oluşan soru işaretlerinin neden olduğunu ifade edebiliriz. TOGG’un pazara sunulmasıyla elektrikli araçlara uygun altyapının da gerçekleşeceğini düşünürsek; Türkiye’de bu pazarın, çok hızlı bir büyüme gerçekleştireceğini düşünüyorum.

Trendi yakalamamız açısından Türkiye’nin Otomobili’nin elektrikli yapılıyor olmasının çok doğru bir karar olduğunu düşünüyorum. Baktığımızda bu fırsatı doğru zamanda yakaladığımızın farkındayız. Elektrikli otomobil hamlesi yapmamız artık bu yarışta biz de varız diyebilmemiz için çok büyük bir fırsat oldu.

2019 yılında lansmanı yapılan TOGG, ülkemiz adına otomotivde bir milat. Ülkemiz, geçmişten bugüne otomotiv sektöründe istikrarla ilerliyor ve güven veriyor. Ayrıca ülkemiz bu alanda dış ticaret fazlası veren, milyarlarca dolarlık ihracat yapan her yıl milyonlarca araç üreten bir pozisyondadır.

Türkiye’de hali hazırda dünyaca bilinen Toyota, Hyundai, Fiat, Ford ve Renault gibi markalar üretim yapmaktalar. Hatta bu üretimlerin dışında birçok markaya yedek parça desteği sağlamaktalar. Türkiye özellikle binek araç üretimi konusunda halihazırda bir tecrübeye ve insan kaynağına sahiptir.

Bu altyapı ve üretim kapasitesini değerlendirme fırsatı, yerli girişimler için bize umut veriyor. TOGG tam da bu açıdan önemli bir kazanım olacak.

Bursa’nın Gemlik ilçesinde 1,2 milyon metrekarelik alanda hummalı ve titiz bir çalışma yürütülüyor. 2022’nin ilk çeyreğinde açılışı, 4. Çeyrekte ise üretime start verilmesi planlanıyor. Bu gerçekten heyecan verici.

Bu proje için çalışan binlerce mühendis var. 2023 yılına kadar kademeli olarak toplam 4 bin 300 kişilik istihdam sağlanması hedefleniyor. Yazılım, otonom, elektrik gibi teknik konularda uluslararası standartları yakalamaya çalışıyorlar. Ülkemizin böyle gecikmiş olan bir projeye start vermesini, canı gönülden destekliyorum. Arkasındaki ekibi alkışlıyorum. Yazılımında emeği geçen tüm arkadaşlarımı tebrik ediyorum. Bunların meyvesini 3 ila 5 sene içinde elde edeceğimizi düşünüyorum çünkü bu girişimler, beraberinde yeni birikim ve oluşumları getirecektir.

Bu konuda milli bir duruş sergileyerek, her haliyle destekliyorum. Bunun gibi yerli projelerimize milletçe destek olmamızı ve girişimcilerin bunlara katkı sağlamalarını temenni ediyorum.

Başaracağız, Biz buna inanıyoruz…

6- Otomotiv sektöründeki birçok satış ve pazarlama yöneticisi sıfırdan otomobil üretip pazarlamak yerine, elektrikli otomobiller için yedek parça üretip pazarlamanın daha uygun olacağını düşünüyor. Sizin bu konudaki fikriniz nedir?

Ben bu fikre katılmıyorum. Elektrikli araç yeni ve gelişmekte olan bir pazar. Bu pazardan alınabilecek maksimum paydayı alabilme ihtimalimiz varken, sadece satış sonrası olarak üretim yapmamız nispeten küçük bir vizyon. Sadece satış sonrası yerine her ikisini de yapabiliriz.

Otomotiv sektörü, dış ticaret fazlası verdiğimiz, güven ve istikrarla ilerlediğimiz bir alan. Dünya’da ve Avrupa’da otomobil üretiminde ilk sıralarda yer alıyoruz. Her yıl milyonlarca otomobil üretiyoruz, alt yapımız ve kapasitemiz varken neden bunu değerlendirmiyoruz?

Avrupa’da ve Asya’da çevreci kanun ve yasalar çıkarılıyor bu vesileyle elektrikli araç üretimi ve talebi artıyor ve artacaktır. Ülkemiz, hem Avrupa hem de Ortadoğu için stratejik bir nokta ve adeta bir lojistik üssü. Bu fırsatı değerlendirmek yerinde bir hamle olacaktır.

7- Son olarak da sizin gözünüzden dijitaltekerlek.com’u görmek isteriz. Birkaç cümle ile bizi bize anlatabilir misiniz?

Sektörün nabzını tutan, eğlenceli ve ilgi çekici içeriklere sahip vizyoner bir medya platformusunuz. Başarılarınızın devamını diliyorum.

Bizim için yerli otomobil serüvenini ve yedek parça sektörünü değerlendirdiği için Saim Aşçı’ya okuyucularımız adına teşekkür ediyoruz.

Exit mobile version