Site icon Dijital Tekerlek

Tekerlekli Sohbetler: Halit Bolkan

Tekerlekli Sohbetler: Halit Bolkan 17

Tekerlekli sohbetlerin ikinci konuğu bize yıllarca her türlü ortamdan otomobili anlatan, bizlere otomobili sevdiren kişi. Halit BOLKAN. Hikayesini, gündeme bakış açısını ve birkaç anısını keyifle okuyacağınızı düşünüyoruz.

Halit Bolkan kimdir? [ Bizce; Otomobil Duayeni 🙂 ] Bize hikayenizden bahseder misiniz?

Halit Bolkan bir otomobil tutkunudur. Otomobil yedek parçaları satan bir babanın oğlu olarak zaten tüm çocukluğum otomobiller ve otomobil parçalarıyla geçti. İlk gençliğimdeyse fren ve debriyaj balatası çakmak, kampana ve disk tornası yapmak okul harici kalan zamanlarımdaki işimdi. Orta ve lise eğitimimi Bornova Anadolu Lisesi’nde tamamladım. Üniversite sınavında bilerek ve isteyerek Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü yazdım ve kazandım.

Henüz öğrenciyken hobim olan otomobil ile mesleğim olan gazeteciliği birleştirerek otomobil gazetecisi olmanın hayalini kuruyordum. Bu hayalimi de mezun olur olmaz gerçekleştirdim ve 13 Eylül 1994’te Auto SHOW Dergisi’nde muhabir olarak işe başladım. 10 yıl sonra Auto SHOW okulundan yazı işleri müdürüyken ayrılıp Auto Start adlı derginin kuruluşunda genel yayın yönetmeni olarak görev aldım. 2006’da auto motor & sport, 2015 yılında ise Otohaber’in genel yayın yönetmeni oldum. 2010-2015 yılları arasında A Haber’de Otorite adlı programı hazırlayıp sundum. 2016’da TRT Belgesel’de ve sonrasında TRT1’de yayınlanan Sanayi Savaşları programında sunuculuk görevini üstlendim.

Bu arada 1998 yılında Caterham Super 7 Cup’ta yarıştığımı, 2003-2004 yıllarında da birkaç ralliye katıldığımı söylemem gerek. 2010-2012 yıllarında da klasik otomobil yarışlarına katıldım. 2006 yılında International Engine of the Year Awards’un ilk Türk jüri üyesi oldum. 2013’te ise Vehicle Dynamics International’ın jüri üyeliğine kabul edildim.

Güvenli, İleri ve Sportif Sürüş Uzmanı lisansım da bulunuyor. Volkan Işık’la Ralliye İlk Adım Semineri’nde de eğitmen olarak yer aldım. Kısacası hayatımın yarısından fazlası profesyonel olarak otomobil gazeteciliği ile geçerken otomobile dair ne varsa bir şekilde içinde olmaya çalıştım. Halen Kafa Radyo’da Otomobil Adamlar adlı programı Turgut Yüksekdağ ile yapıyoruz. Ayrıca Turgut ile Auto Club YouTube kanalında otomobille ilgili videolar yayınlıyoruz. Yaklaşık 10 yıldan beri otomobil firmalarının satış ağlarına eğitimler de veriyorum. Tabii bazı konferans ve sempozyumlar da konuşmacı olarak da yer aldığım oluyor.

Otomobile olan tutkunuzun babanızın yedek parçası dükkanında başladığını, 13-14’lü yaşlarda bağlarda araba sürerek arttığını ve kariyere başladıktan sonra da vazgeçilmeziniz olduğunu biliyoruz. Bu yaşa gelene kadar eminiz binlerce hatıra biriktirmişsinizdir. Hatırınızdan çıkmayan bir anı bizimle paylaşabilir misiniz?

O kadar çok anım var ki, hangisini anlatayım bilemedim. 1995 yılında Korsika Rallisi’ni izlemeye gitmiştik. Uzun bir düzlüğün sonunda sağ U dönülen bir virajda fotoğraf çekmek istedim ama kalabalıktan kendime yer bulamayınca düzlükte fotoğraf çekmeye karar verdim. Böylece hem üzerime doğru gelirken önden hem de virajı dönerken arkadan görüntü alabilecektim. Yol kenarındaki yamaçta yerimi aldım, Colin McRae’nin Subaru ile tam gaz gelişini görüp fotoğraf çekmeye başladım. Ancak düz tabanlı ayakkabım nedeniyle yamaçtan aşağı kayak yapar gibi inince çektiğim son karede flu bir şekilde sadece co-pilot görünüyordu. Az kalsın ben McRae’ye çarpacaktım; neyse ki az bir mesafe ile de olsa ben canımı, o da yarışı kurtardı.

Dergi, TV, radyo programı gibi birçok platformda otomobil anlatma fırsatınız oldu. Bunlar içerisinde en çok severek yaptığınız işiniz hangisiydi?

Açıkçası hepsinin keyfi ayrı. TV’de tüm detayları görüntülü verebilmek daha keyifli ve kolay. Dergide bazı detayları tarif etmek daha zor. Keza radyoda hiç görüntü yokken anlatmak farklı bir bakış açısı gerektiriyor.

Geçtiğimiz günlerde ÖTV’deki matrah değişikliği sizce otomobil piyasasını rahatlatacak mı? Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Matrah değişikliği özellikle Türkiye’de üretilen modellere avantaj sağladı. Örneğin Renault Megane Sedan, Toyota Corolla gibi. Ayrıca turbo motorlu Hyundai Bayon daha erişilebilir fiyatlara geriledi. Daha donanımlı otomobillere erişimin kolaylaşması bence olumlu. Tabii bu fiyatlar döviz kuruna bağlı olarak değişecek ve döviz fiyatları belirli bir seviyeyi aştığı zaman bazı otomobiller tekrar yüzde 80 ÖTV dilimine girip ulaşılması daha da güç fiyatlara çıkacak. Normalde ÖTV’nin olmaması gerektiğini düşündüğüm otomobil vergilendirmesinde yüzde 50-80 arasında bir seviye olmaması nedeniyle 265.500 TL ile 318.600 TL arasında otomobil bulunmaması daha önce olduğu gibi aksesuarlı satışların devam etmesine sebep olacak. Yani tüketici şikayetleri devam edecek. Bana göre olması gereken ÖTV’nin kademeli olarak kaldırılması. Bu yapılamıyorsa en azından 50-80 arasına bir seviye daha konulup fiyat boşluğunun ortadan kaldırılması.

Üretilmesi planlanan yerli otomobilimiz TOGG hakkındaki görüşleriniz neler?

Bu konunun en başında yanlış bir kavram ortaya atıldı: Yüzde 100 yerli otomobil! Dünyada böyle bir otomobil yok. Doğrusu “Yerli Marka” olmalıydı, nitekim o noktaya geldik. Türkiye’nin otomotiv altyapısı sıfırdan bir otomobil tasarlayacak kadar gelişmiş değil. Bu yüzden uzman firmalardan hizmet satın almak son derece doğal. Şunun şurasında yaklaşık 1 yıl kadar sonra ilk otomobillerin banttan ineceği açıklanıyor. İner mi? Bence iner. Önemli olan otomobili üretmek değil satmayı başarmak, markalaşmayı ve sürdürülebilirliği sağlamak. Yoksa tasarımının İtalyan, şasisinin Alman, bataryasının Çinli olması benim için önemsiz…

Elektrikli otomobillerin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

10 yıl sonra büyük ihtimalle elektrikli otomobiller pazarın hakimi olacak. Şarj altyapısı, menzil, ömür, kaynaktan tekerleğe emisyon gibi soru işaretleri o zamana kadar giderilmiş olacaktır. Önemli olan ülkemizin bu dönüşüme hazır hale getirilmesi. Bunu da zaman gösterecek.

Kullanmaktan en çok keyif aldığınız otomobil hangisi?

Zor soru. Çünkü çok var J Eskilerden, ilk nesil Ford Focus HB diyebilirim. Harika bir şasi ve direksiyonu vardı. İlk nesil Renault Megane Coupe de aklımda kalanlardan biri. Son dönemde, Mazda MX-5, Porsche 911 de favorilerim arasında.

Son olarak da sizin gözünüzden dijitaltekerlek.com’u görmek isteriz. Birkaç cümle ile bizi bize anlatabilir misiniz?

Size önerilerim, araba yerine otomobil kullanmanız, teknik terimlere biraz daha dikkat etmeniz ve marka hikayelerini daha fazla detay ve anekdot ile zenginleştirmeniz olacak. Yolunuz açık olsun.

Birçok kişiye ilham olacak hikayesini anlattığı ve bizim için gündemi değerlendirdiği için Halit Bolkan’a tüm okuyucularımız adına teşekkür ediyoruz.

Halit Bolkan’ı LinkedIn ve Instagram ‘dan takip edebilirsiniz.

Exit mobile version